Deprem ve Çocuklar Üzerindeki Etkileri

Deprem ve Çocuklar Üzerindeki Etkileri

Deprem ve Çocuklar Üzerindeki Etkileri konusuna değinmeden önce afetler ve depremi iyice anlamak gereklidir. Afetler, can ve mal kayıplarının yaşanmasına, yaralanmalara ve bireylerin ya da toplumun zarar görmesine sebebiyet veren yıkıcı olaylara denilmektedir. Afetler, doğal afet ve insan kaynaklı afetler olarak iki gruba ayrılmaktadır. Doğal afetler arasında deprem, sel, heyelan, erozyon ve tsunami gibi felaketler yer almaktadır. İnsan kaynaklı afetler ise yangınlar, uçak kazaları, kimyasal/biyolojik/nükleer kazalar, savaşlar, salgın hastalıklar ve kuraklık gibi felaketlerdir.

Doğal afetler arasında yer alan deprem yer kabuğu içerisindeki kırılmaların meydana gelmiş olması ve titreşimli dalgaların yayılarak yeryüzünde geçtiği yerlerde sarsıcı etkiler yaratmasıyla meydana gelmektedir. Deprem şiddetli gerçekleştiğinde can ve mal kayıplarına neden olmakla birlikte bireyin ve toplumun konforlu yaşam alanını (temel ihtiyacı, güvenlik, sevgi, saygı, umut)  tehlikeye atması nedeniyle de önem arz etmektedir. Peki oldukça sarsıcı olan ve travmaya sebebiyet olan bu felaketin etkisinden kendimizi ve çocuklarımızı nasıl koruyabiliriz?

Deprem ve Çocuklar Üzerindeki Etkileri araştırılmaktadır. Depremin etkilerini göz önünde bulunduracak olursak insan yaşamındaki belirsizlik rolü nedeniyle bireyleri olumsuz yönde etkilemektedir.

 

Deprem ve Çocuklar Üzerindeki Etkileri

Deprem’in Çocuklara Olumsuz Etkileri

-Temel ihtiyaçlarımızı nasıl karşılayacağız?

-Barınacak yer nasıl bulacağız?

-İşe geri dönebilecek miyiz?

-Çocukları bu süreçte nasıl koruyacağız?

Bu gibi sorular bireyin yaşadığı afetten sonra gündelik yaşamına nasıl döneceği noktasında kaygı, tedirginlik ve stres yaşamasına neden olmaktadır. Bir sünger gibi olan çocuklar ise özellikle kriz anlarında ebeveynlerinin davranışlarına karşı daha duyarlı hale gelirler. Bu nedenle çocukların bu süreçte duygu durumunu kontrollü yönetebilmek adına ebeveynlerin bu süreçte daha bilinçli bir şekilde yaklaşması gerekmektedir.

Yetişkin olarak duygu ve düşüncelerinizi çocuğunun yaşına uygun bir şekilde açıklamaya çalışın. Çocuğunuzun duygu ve düşüncelerini şefkatlice dinleyin. Çocuğun kendini ifade edebilmesi için alan ve zaman yaratın. Çocuğunuzu dinlerken onlara sevgiyle bakıp ellerini tutun. Temas kurmak çocuğunuzu güvende hissettirecektir. Çocuğunuzu dinledikten sonra sizde bu durum hakkındaki endişelerinizi basit ve düzgün kelimelerle anlatmaya çalışın. Yaşadığınız afetin sizi endişelendirdiğini ama artık güvende ve rahat olduğunuzu onlara açıklayın. Örneğin, “Seni seviyorum ve şu an birlikteyiz. Deprem ve Çocuklar Üzerindeki Etkileri Çok Merak Edilmektedir. Dün kötü bir olay yaşadık. Ancak şimdi güvendeyiz. Daha güvenli bir eve taşındık. Bundan sonra da yanındayım ve seni koruyacağım”. Örnekteki gibi çocuğunuza sevgi ve şefkat gösterin, güvende olduğunu hissettirin ve kısa- basit cümleler kurmaya çalışın.

 

Deprem ve Çocuklar Üzerindeki Olumsuz Etkileri

Deprem Sonrası Çocuk Psikolojisi İçin Ne Yapmalı?

Yaşanılan durumu görmezden gelmek, yaşanmamış gibi davranmak ya da çok panik veya endişeli adımlar atıyor olmak çocuğunuzu belirsizliğe veya anlamlandırmayacağı bir durumun içerisine sürükleyecektir. O yüzden çocuğunuzun yaşına uygun bir biçimde bu durumu izah etmek bu süreci kabul etmesi için yardımcı olurken çocuğunuza sevgi ve şefkat gösteriyor olmakta onun bu gibi süreçte ailesi tarafından korunuyor olacağına dair bir güvenlik hissi vermiş olacaktır.

Çocuklar yaşadıkları duyguları sözel bir şekilde ifade etmekte güçlük çekebilmektedir. Bu yüzden çocukların duygularını dışa vurabilmesi için olanak yaratmaya çalışın. Oyun oynaması, resim çizmesi, oyun hamuru ile oynaması ya da masal anlatmak gibi aktivitelerle destekleyebilirsiniz. Çocukların kelime haznesi çok gelişmiş olmadığından dolayı resim çizerek veya oyun oynayarak yaşadığı durumu daha kolay bir şekilde aktarabilecektir.

Yaşanılan bu süreçte rahatlamak ve sakinleşmek için kendinize de vakit ayırmayı ihmal etmeyin. Kriz anlarını etkin bir şekilde yönetebilmek için kendinize küçük molalar vererek kendinizi iyi hissettiren aktiviteleri yapmaya özen gösterebilirsiniz. Örneğin, açık havada yürüyüş, meditasyon, spor, sanat, sevdiğiniz bir yemeği yapmak gibi sizi mutlu edebilecek küçük bir şey bile yapabilirsiniz. Kendinize göstereceğiniz bu şefkat sayesinde hem kendinizin normal yaşantınıza dönebilmeniz hem de çocuğunuzun ruhsal durumu koruyabilmeniz adına önem taşımaktadır.

 

Psikolog

Gizem Deniz ER

bir yorum bırakın

× Bizimle İletişime Geçin!